Son dakika haberi bulunmamaktadır.   Senoz Esnaf  
Senoz Deresi
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir

HABER ARA


Gelişmiş Ara

EN ÇOK OKUNANLAR

Birlik olun, büyüklerinize saygılı olun

Bu defaki misafirimiz, "Bankacı Osman" amcamız oldu. Aslen Babik'li yeni adıyla Gürpınar Köyünden. Dikkat çekici hatıraları ve gençlere mesajları var. Özetle, "Birlik olun, büyüklerinize de saygılı olun" diyor. Buyurun, yaptığımız görüşmeye:

Kategori  Kategori : Röportajlar
Yorumlar  Yorum Sayısı : 5
Okunma  Okunma : 4206
Tarih  Tarih : 09 Ekim 2010, 13:24

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

*Önce sizi tanıyabilir miyiz? Kimdir "Bankacı Osman?"

Bana "Hocin Osman" derler. Asıl adım Osman Öztürk. Hocin, hocaoğlu demek. Hocaoğlu demelerinin sebebi de hocalar yetişmiş ailemizde. Bir de 'konsoller' derler. Rize'de ilk konsolos benim dedem olmuş; İsmail efendi. Bir de Ademiç'ten gelmişiz, Babik'te yerleşmişiz. Az yerimiz varmış. İsmail Efendi, 'mol' yapmaya gitmiş, yakında bir yerde. Arkasına alırken sahibi gitmiş, "Ne işin var?" demiş, molu arkasından almış dedemin. "Haydi git" demiş kovmuş. Eve gelmiş ve bir ay içinde İstanbul'a gitmiş. İstanbul'da çalışmaya başlar, medreseye girer, medreseyi bitirir, hariciyeye girer. Hariciye'den Varşova'da konsolos olur. Oradan Rusya'ya geçer.
Memlekete geldiği zaman ilk iş olarak köydeyken kovulduğu yeri satın alır. O hırsla, Babik'te (Çayali/Gürpınar Köyü) en güzel bol arazi bizimdir. Hep satın almış. O parayla İstanbul'da Babik kadar yer alırdı. Öyle bir adammış, Hocaoğlu da oradan kalmadır. Hocaoğlu olmuş şimdi, Hoci.
İsmail Efendi üç kardeş, bir kardeş parayı kazanmış 3 kardeşe dağıtmış. Bir kardeşine Ademiç'te bir kardeşine de Arıkkoğ'da yer alır oraya yerleştirir. Senoz'un en büyük felaketi 1. Cihan Harbinde olur. Bizim evden 3 kişi cepheye gider. Biri dedem, 2'si de kardeşleri. Geriye kalan 2 dul kadın. Bilirsin çalışır dururlar. Arazimiz çok, iyi ama para yok. Bizim evin tarihçesi bu. Ben 1925 yılında doğdum Ekim ayında. Bana sorarlardı, doğum tarihin nedir? "Arkeloh'tan çimen taşıma zamanı" derdim. Çünkü anam da gidecekmiş çimen getirmeye, hastalanmış, gidememiş ve ben o zaman doğmuşum. 

*Okul hayatından bahsedelim isterseniz, nerede başladın ilkokula?

İlkokulu Senoz'da yalnız bizim köyde vardı. Bir de Çayeli'nde vardı. Bizim köyde Cikurluhoca medresesi vardı. Ben ilk okula medreseden okula yani yeni sisteme dönmüştü, o zaman başladım. Bizim babikteki okul çürümüştü. Ben ilkokula başlayınca halk yıktı orayı yeniden yaptı. Devlet yoluyla değil, halk kendisi yaptı. Çalışanların yarısı yalınayak olurdu. O devirde çarık bile yoktu.
Karaloğlu Ahmet Efendi vardı. Okkalı adamdı. Hatırı sayılır adamdı. O mahalleye haber gönderdi mi herkes koşardı. İlk orada başladım. Yukarki köylerden de gelenler vardı. Yürüyerek gelirlerdi, Parahol (Yenice)'dan Cutinç (Ormancık)ten Başköy'den Peraston'den hep oraya gelirlerdi okumaya. Bizim okul yapılırken, Kaptanpaşa'da da okul yapılmaya başlandı. Devlet yapmadı bu okulları, halk kendisi yaptı. Sonra Yenice başladı.
İnek vergisini ödeyemezdi halk. O fukaralıkta oraya çivi alıp veriyordu. O devirlerde milliyetçilik vardı. En fukarası bile gayret ediyordu. Onları hiç unutamıyorum. Şimdi köyden üç kişiyi bir araya getiremiyorsun. Allah başa vermesin. Üç kişi bir araya geliyor, başkasını konuşuyor. Eskiden büyüğe karşı saygı vardı. 1940 senelerinde halk toplandı köyden dağa yol yaptı. Gayet geniş yol yaptı kazmayla. Böyle bir beraberlik vardı. Şimdi yağmur yağıyor, su kanalı kapatıyor, yolun içine geliyor kapatıyor. Devlet gelip orayı temizlemese öyle kalıyor. Cuma'ya giderken yaşlılar elinde tahra, Cuma'ya inerdi. Biz 10 dakikaya inerdik onlar 1 saate inerdi. Tahrayla inerken diken asılmış, onu keser, yağmur suyu yollarını düzeltir onları düzelte düzelte cami kapıya inerlerdi.

*Ortaokula nerde başladınız?

Ben Transzon Beşikdüzü'nden mezun oldum. İlkokul öğretmeni oldum. İlk öğretmenliğimi bizim köyde yaptım. Üç sene falan köyde öğretmenlik yaptım. Gazi Eğitim Enstitüsüne gitmek istedim. İzin çıktı, o ara Türkiye'de Ford bir burs verdi. O zaman 67 vilayet vardı. Her vilayetten 1 kişi vardı. Sonra 18 kişiye düşürüldü. O 18 kişilik listede ben de vardım. Sonra Kastamonu'da meslek dersi öğretmenliği yaptım. Mecburi hizmetim bitti. Ayrıldım geçtim İş Bankası'na. Orada da kalmak istemedim. Alışmıştık, 10'da okula gidiyordum. Akşam çıkışım belli. Banka öyle değil. Sabah giriş saatim belli, çıkış saatımız belli değil. Niyetim o kışı atlatıp ayrılmaktı. Ayrılıp Ankara'da başka bir işe girecektim. Fakat bankada çalışırken dediler ki emekli olurken aldığın ikramiyeyle bir daire alırsın. O çok hoşuma gitti. Sadece İş Bankası'nda vardı. Bir de ailece tedavi masrafları sonsuzdu. Bizim özel Türkiye İş Bankası Emekli Sandığı Vakfı. Biz iki yerden maaş alırız. Birisi Bankanın vakfından bir de İş Bankası'ndan alıyoruz. Beni bu ikisi tuttu bankada. İlk bankaya teklif edildiği zaman, ben karşı çıktım, ben bankaya girip çıkmamışım bile. Teklif yapan da ben de bilmiyordum şimdi orada müdürüm dedi. Allah kısmet etti girdik bankaya, zaman geldi geçti emekli olduk. Bana küçük şubeye git dedi, büyük şubede bir şey öğrenirsin, küçük şubelerde herşeyi öğrenirsin dedi. Ben de Tosya'ya gittim. Oradan 2 sene sonra Ankara'ya kursa katıldım. Epey yer dolaştıktan sonra tayinim Ardeşen'e çıktı. Orada epey çalıştıktan sonra Surmene'ye çıktı tayinim. Oradan Gebze'ye geldik, çocuklar İstanbul'daydı. Gebze de büyük şubeydi. Oradan çocuklar da İstanbul'da olduktan sonra Gaziosmanpaşa'ya verdiler. Büyük şubeydi orası. Oradan da bir kanun çıktı, devlet memuruna ikramiye veriyor ya sonunda. Devlet emekli olandan vergi alacaktı. Ben de Harbiye'ye tayin olacaktım. Ben de o korkuyla hemen emekliliğimi istedim. Emekli ikramiyesi vergiye gidecekti. 1980 yılıydı.

*Peki 'Babikli gördün kaç, baktın o kaçıyor, neme lazım sen yine de kaç' diye bir söz var. Bu hususta ne dersin?
 
Ben bunu araştırdım. Şimdi eskiden Babik'te yüksek tahsil yapmayan hiçbir ev yoktu. İbişun evinde 2-3 kişi vardı. Bizim dediğimiz gibi konsolos falan vardı. Yukarıki köylerden de ender okunmuş vardı. Mahkemeye düştükleri zaman Babik'li kazanırdı. Bir konsolosla, tasil görmemiş bir insan bir olur mu? Hep bunlar üst gelmişler, o yüzden "Babik'li gördün mü kaç" lafı bundan çıkmış.


Cutinç/Ormancık Köyünden Naci Beyi tanır mısın?

Tanımaz mıyım? Naci Beyin hanımıyla annem amca kızıydı. Çok esaslı biriydi.
Sizin yukarki köylerden en büyük adam Feyzi Hoca. Feyzi Hoca gerçekten büyük adamdı. Ama bizim oralarda kendini lanse edemedi, değerini de bilemediler. Şemsettin Günaltay 1950'de başbakan olunca Fevzi Hoca'nın arkadaşaymış. Fevzi hocanın adresi köy adresi. Şemsettin Günaltay bir mektup yazmış. Fevzi Hoca'ya yazmış ki, 'O ilmi aldın dağ başına niye gittin?'

*Başka söylemek istediğin birşey var mı?
Ne söyleyeyim ,gençlere sesleniyorum. Birlik olun, büyüklerinize saygılı olun. (Görüşen: Y.Ç)
*
senozderesi.com haber merkezi

 
 
 
 
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Bu habere toplam 5 yorum yazılmıştır.

kadr tasci [ 27 Ekim 2010, 22:49 ]
osman amca sen bır harıkasın.
allah uzun omurler versn.
zafer halil reyhanoglu [ 18 Ekim 2010, 23:20 ]
bankacı osman ... osman amca... baba dostu... güzel insan... sizi bize tekrar hatırlatan sitemize teşekkürler... iclal yengemle sana sağlıklı uzun ömürler dilerim....
Gönül TOLAN [ 15 Ekim 2010, 15:23 ]
Dayıcım.Köyümüzle ilgili güzel geçmişimizi sizin sesinizden dinlemek şerefine erişenlerden birisiyim.Allah uzun ömürler versin.
Sizi ve İclal yengemi çok seviyorum.

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Röportajlar

En Çok Okunan Haberler

Umut yarını değiştirme çabasıdır!07 Temmuz 2019
RadyoSenoz
 
İSTEK GÖNDER

FOTOĞRAF GALERİLERİ

Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009
Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber