Son dakika haberi bulunmamaktadır.   Senoz Esnaf  
Senoz Deresi
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir

HABER ARA


Gelişmiş Ara

EN ÇOK OKUNANLAR

Senoz'u, köyümüzü, çocuklarımıza tanıtmalıyız

Hemşehrilerimizle röportajlarımız devam ediyor. Bu haftaki konuğumuz Senoz Başköy'den Çakır Mobilya'nın sahibi Musa Kalyoncu.

Kategori  Kategori : Röportajlar
Yorumlar  Yorum Sayısı : 3
Okunma  Okunma : 3263
Tarih  Tarih : 14 Ağustos 2010, 15:08

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Musa Kalyoncu ilkokul 1. sınıfı Ormancık Köyü’nde okumuş. O zamana kadar Ormancık ile Başköy tek muhtarlık olduğu için okul sadece Ormancık köyünde varmış. 2. Sınıfa ise Başköy’ün ayrı muhtarlık olmasından dolayı kendi köyünde okumuş. 2. Sınıfı kendi köyünde okul olmadığı için 1 sene camide ders almışlar. 3. Sınıftan sonra okulları yapılmış ve orada eğitimini almış. İlkokul bittikten sonra ortaokulu okumak için Çayeli’ne gitmiş. Ama okumaya niyeti olmadığından okulu bitirmeden İstanbul’a gelmiş marangozluk mesleğini de çok sevdiği için İstanbul’da Çağlayan semtinde ilk marangozluk işine girmiş. Askere kadar aynı yerde çalıştıktan sonra askerden sonra şu anda sahibi bulunduğu Çakır Mobilya’ya işe girmiş.

 

Musa bey firmanın 45 senelik bir firma olduğunu anlattıktan sonra kendisinin buraya nasıl geldiğini anlattı bize. Askerden sonra Çakır Mobilya’ya işe başladıktan sonra 5 sene sonra çalıştığım patron bana ortaklık teklif etti. İki ortak idiler ben de %33 ortak oldum firmaya. Daha sonra patronum karşılıksız % 10 daha ekleyerek firmaya resmi olarak % 43 ortak oldum. 2010’un başlarında ortağım rahatsızlığından dolayı işi bırakmak zorunda kaldı. % 57 olan ortağımın hissesini de hesaplayarak üzerime aldım ve şu anda Çakır Mobilya’yı daha iyi yerlere getirmek için çalışıyoruz. Önümüzdeki yıl inşallah bulunduğumuz atölyenin altına Show Room yaparak yaptığmız işleri teşhir etmeyi de düşünüyoruz.

 

Bazen senozderesi.com sayesinde akrabalarımla tanışıyorum. Mesela, amcamın oğlunun oğlu. Öyle ki amcamın oğlunun oğlunu bu site sayesinde bu turnuvanın sayesinde tanıdım, akrabalarımı tanıdım. Söyledim ona beni tanıyormusun diye, duydum dedi. Tanışmak istediğini söyledi. Dedim seneye seni turnuvaya çağıracağım. Belki de o insanın o turnuvada oynayan arkadaşları vardır. Çok güzel bir şey ama dediğim gibi turnuva dostluk içerisinde geçmeli. Yöneticilerden başlayan bir sevgi olmalı. İlla şampiyon olacağım diye bir şey yok. Sonuçta şampiyon bir tane çıkacak. Ben şimdi Ormancık köyüyle maç yaparken Ormancık köyündeki futbolcu arkadaşına küfür ederse ne olur. Biz hep iç içe girmiş insanlarız. Sonuncusu da olsak centilmen bir takım olmak istiyoruz.

 

Eskiyi çok arıyorum. Her sene köye giderdim. Köye gidiyorum ama köyümün içine gitmiyorum. Özlemi dağlara duyuyorum. Bir karış yer için insanlar birbirini kırıyor. Senelerdir İstanbula gelmiş insanlar, köyümüzün insanları köye dönmüş tapu kadastro dolayısıyla köye gelmişler. Ve inanamadım, oradaki söylemler, insanlar mal için kimseyi tanımaz hale gelmişler. Köye gittiğimde karar aldım. 5 senedir kararımı uyguluyorum. Belki doğru birşey değil. Ama protesto yapıyorum. Hiçbir komşuya uğramadan geri dönüyorum. Komşularımı sevmediğimden değil. İnsanlar komşusu için kötü birşey istememeli. Komşuda varsa sana faydası vardır. Ama köyde bu böyle değil. Malesef bu var köyümüzde her köyde de vardır. Bunun için ben diyorum bu belki doğru bir laf değildir ama benim köyüm, birlik beraberlik, belki duydun duymadın iki sene önce bir oluşum yaptım. Aşağı yukarı 50 kişiyi üye yaptım. Para topluyorduk çok ortaklı bir şirket koperatif gibi birşey kurduk. Bunu insanlara anlattım. İlk başlarda iyi gitti. Köydeki konuşmayan babalar, anneler çocukları etkilenmişler, yani ilk başta söylenen herkes elini taşın altına sokacak diyen insanlar elini taşın altından çeker oldular. Bu da döndü destek vermemeye başladı. Buna rağmen bu oluşumda olmaktan sıkılan insanlar gördüm. Babaların birbirleriyle konuşmamasından dolayı soğukluk oldu. Herkesin parasını geri iade ettim. Ve dedimki 10 sene sonra bu işi yapacağım. Bırakmayacağım bu gençleri dedim. Niye 10 sene sonra. İhtiyarlar gittikten sonra. Belki doğru bir laf değil ama. 2 senesi geçti 8 sene sonra yapacağım.

Demekki dedelerimiz bu babalarımızdan çok daha iyiydi. Babalarımıza benzemesinler, örnek almasınlar, iki baba birbiriyle konuşmuyorsa, çocuklar birbirleriyle konuşmamazlık etmesinler. Bir karış toprak için birbirlerini kırmasınlar. Onları değiştiremiyorsun, sen değişeceksin. Bu böyle olunca, köy derneklerine de yansıyor, turnuvaya da yansıyor, tatile de yansıyor. Herkes birbirini sevmeli, birbirine saygı duymalı, benim de sevmediğim insanlar olabilir, ama ona belli etmiyorum, benim babamın da konuşmadığı insanlar vardı. Bunu da tasvip etmiyorum. Babam konuşmuyordu, öldü gitti, ne oldu. Babamla konuşmayıp yaşayan insanlar var. Ne oldu, babam öldü gitti. Babam öldü, sen de öleceksin, benim arazimden iki metre alsan, 5 metre alsan ne olacak. Babam öldü gitti, o yaşayan insan da ölüp gidecek. Eğer ki sen başkasının ekmeğine göz dikersen iyi adam değilsin. Haramı helalı iyi bilmemiz lazım.

 

Turnuva hakkındaki düşüncelerinizi alabilirmiyiz?

Turnuva çok güzel bir organizasyon. Ben de iki sene önce ilgileniyordum. Bu sene de inşallah şimdiden altyapı çalışmalarına başladım. Herkes elini taşın altına sokacak. Şampiyon olmak önemli değil, önemli olan orda Senozluların birbirleriyle kaynaşması.

 

Senozderesi.com hakkındaki düşüncelerinizi alalım?

Her sabah işyerine gelince senozderesi.com’u açarım, yeni haber varmı, kim ne yapmış nereye gitmiş, gerçekten köyün hasretini burdan gideriyoruz. Bu tür şeylere çok özlem duyuyoruz. Çünkü bunları her zaman yaşayamıyoruz, gidemiyoruz. Bu sene çocuklarımı 30 Ağustos’ta köye gönderiyorum. Benim çocuğum gün sayıyor. Bu çocuklara sevdirmemiz lazım. 3 çocuğum var 3’ü de köye gitmeye can atıyor. Ben götürmemiş olsam çocuklar köyü özler mi. Çocuklarımıza köyü sevdirmemiz lazım. Her zaman aklımda köy vardır. Köy aklımdan hiç çıkmaz. Biz tatil diye Antalya, Alanyaya gitmeyiz. Bizim tatilimiz Baldaşın dağıdır, Peladdır, Mesaserttir. Her zaman için de bu olac aktır. Çocuklarıma da bunu aşılattım. Benim en küçük çocuğum 10 yaşındadır köye gitmek istiyorsa, bu 30 yaşına 40 yaşına geldiği zaman da köyünü unutmayacaktır. Bunu ufaktan aşılamamız lazım. Çocuğa bu yaşta neyi verirsen onu alır. Diyorumya namaz kılıyorsun çocuk yanında eğilip kalkıyor, camiye götürüyorsun tekrar istiyor.

 

Başka söylemek istediğin ne var?

Benim eklemek istediğim köyümle ilgili. Daha ziyade yaşlılara söylüyorum, köyü rahat bırakın, köyün gençlerini rahat bırakın, gençlerin önünü kesmeyin, siz birbirinizle dalaşabilirsiniz, yaşıtınız olarak, bunu yapmanız da doğru birşey değil, iyi örnek olmuyorsunuz, çocuklarınıza bulaştırmayın. Gençliğin önünü açık, siz dargınsınız diye çocuklarınız da dargın olmasın, o köy kimseye kalmamıştır, size de bize de kalmayacaktır. Turnuvalar düzenliyoruz, her sene senoz deresi turnuvası düzenleniyor, iki sene önce ben köyün temsilcisiydim. Destek vermedikleri gibi köstek oluyorlar. Ben gecemi gündüzüme kattım, tüm antrenmanlara gittim, gençliği buraya toplamak istedim, ben gördümki ben adamın çocuğuyla ilgileniyorum, çocuğun babası köyde kavgayla uğraşıyor. Ben bunu yaşadım, bundan zevk duyarak yaptım, şuna da şahit oldum, o insanın kavgalı olması, çocuklara da yansıdığını gördüm, çok iyi bir organizasyon, daha da güzel olacak. Orada arkadaşlar yanlız kaldı, köyümüzün de biraz ufak olmasından kaynaklandı, arkadaşlar tam anlamıyla randıman veremediler, gerçekten İsmail arkadaşımız çok uğraştı, bir kişinin iki kişinin destek olmasıyla olmuyor, hadi para vermedin manevi destek ver, kısmet olursa, yapmayacağım demiştim, seneye yeni bir grup kurup ilgileneceğim bu sene.

 

Buradan tüm senozlulara sesleniyorum, birlik olalım, birbirimizi üzmeyelim. Bu dünya kimseye kalmadı, size de kalmayacak, bize de kalmayacak.

 

Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Bu habere toplam 3 yorum yazılmıştır.

mahmutbilgin [ 29 Eylül 2010, 23:46 ]
musa kardeşım ağzına sağlık sana katılıyorum bende senın gıbı detlıyım başkoyun detlerını dıle getırdın helal sana
Başköylü [ 16 Ağustos 2010, 12:34 ]
Sevgili başkanım seninle bir Başköylü olarak gurur duyuyorum gerçekten yaptıkların yapacaklarının teminatıdır Bu bu vesile ile Turnuva çalışmalarında sana başarılar diliyorum
İnşallah Dostluk kazanır
ali beyaz [ 15 Ağustos 2010, 06:23 ]
musa abinin ropartajini dikktlice okudum anladigim kadariyla bazi sikintilari var ayni sikintilari zaman zaman her koyde yasaniyordur bizde benzeri seyleri yasadik ama gordukki hudut kaziklariyla ugrasanlar komsusunun bahcesini birkayis topragini kendisine katmak isteynlerin cogu gocup gittiler kalnlar ise bundan hala ibret bile almamis durumdadirlar bizler birmetre yerden coksey kaybetmedik ama onlar kocaman bir gunah defteriyle beraber gittiler veya hala yazdiriyorlar ama yeni genclerden cok umutluyum umarim eskilerin yaptigi hatalari yapmaz koylerine mallarina guzel birsekilde sahib cikarlar unutmayalimki budunya hicbirimize kalmayacak belkide o kaydirdigi hudut yerlerini tiken kaplayacak allah hidayet nasib etsin musa abime saygilar

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Röportajlar

En Çok Okunan Haberler

Umut yarını değiştirme çabasıdır!07 Temmuz 2019
RadyoSenoz
 
İSTEK GÖNDER

FOTOĞRAF GALERİLERİ

Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009
Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber