| |||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir | |||||||||||||||||||||||
SENOZ'UN SESİHABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
"Do gelun, do yerişun, seğer yuvarlondi"Bu defa İbrahim Sayın (Ecemun İbrahim) ağabeyimizle konuştuk. İbrahim ağabey köye en erken giden 'gurbetçi'lerden.
Köyde arıcılık yapıyor ve halinden memnun. Kısa süren Senoz ziyaretimiz esnasında güneşli bir günde evinin balkonunda görüştük. *Biz sizi tanıyoruz, ama senozderesi.com takipçileri için kendinizi tanıtabilir misiniz? Ben, Rize ili, Çayeli ilçesi, Ormancık köyünden İbrahim Sayın. 1953 yılında doğdum. Muhammet Sayın’ın oğluyum. Babam, 'Şah' diye bilinirdi. Babama bu ismi yol yapma çalışmaları esnasında arkadaşları vermiş. 1957 senesinde İran şahı çok meşhurmuş. Biraz da sert bilinirmiş. Babam yol yapılma çalışmaları esnasında 'çavuş' olduğu için yol yapımında çalışanlar "Sen İran Şah’ını geçirdin" demişler ve ismi Şah olarak kalmış. Ormancık’ta ilkokulu okudum. Çayeli'nde ortaokula başladım ama bitirmeden ayrıldım. Ondan sonra kereste işine başladık. Keresteyi Ardeşen, Borçka, Artvin, Ardanuç, Şavşat gibi yerlerden alıp gemiyle İstanbul ve İzmir'e gönderiyorduk. Göndereceğimiz kereste az olduğu zaman kamyonla, çok olduğu zaman da gemiyle gönderiyorduk. İthal kereste ve plastik pencere işi çıkınca bu işler durdu. Ekonomik kriz oldu. Ondan sonra Çayeli’nde kahvecilik yaptık, bir ara da arabamız vardı, köye yolcu taşıyorduk... *Bildiğimiz kadarıyla 'ofis unu' da sattınız Çayeli'nde? Evet, o zamanlar devlet yani TMO kanalıyla nüfus başı 10 kg buğday veriyordu. Eski milletvekili, hemşehrimiz İzzet Akçal'la konuşup, "Buğday yerine hazır un verelim" demiş babam. Ondan sonra TMO'dan bağday alıp, un değermenlerinde öğüttükten sonra hazır un olarak köylüye satmaya başladık. Buğdayı değirmene verip karşılığında un alıyorduk. Sonra kalite düşünce o işi de bıraktık. Birkaç sene kahvecilik yaptık. Daha sonra köye geldik. İstanbul'da hiç çalışmadım. 1988’de köye geldim öyle kaldım köyde. 2001 yılından sonra burada arıcılık işine başladım, peketlerim var. Her yıl Haziran'ın 10’undan sonra arıları buradan Erzurum’a götürüyoruz. Ağustos'un sonunda da yeniden köyümüze geri geliyoruz. Şu anda bana göre en kârlı iş arıcılık. Ama bu sene soğuklar sebebiyle arı gelişemedi. Bakalım ne olacak... *Yaylacılık da yaptınız mı? *Bizim köy açısından Ediler yaylasının ayrı bir hatırası var her halde. Herkes ondan bahseder? Ediler'e Mayıs'ın 14’ünde gidiyorduk. Yeyle bakmak zomoni olurdi, Çakiroğli Ahmet emiceyle gider bakarduk, "yeyleye gidilecek, gidilmeyecek" o karar verurdi. "15 gün sonra derdi" giderduk yeyleye. Şimdi Ediler zate kalkti, giden kimse yok. *Anlatmak istediğiniz bir bir yayla hatirası var mı? Anlatayım. Ediler'deyiz. Hahoncli hala da yeylede. Yarın sabah 8-9’da seğerleri çözüp aşağı gidenik deduk. Biz yatiyoruz ki, "Ey Cutinçliler kalkmeyimisiz" diye seslendi. Bizi beklemeden seğerleri çözdi yürüdi. Aradan bir saat geçti baktık bağırmak var, "Do gelun do yerişun, seğer yuvarlondi" dedi. Ponjudun yirmağindeşağa yuvarlonmiş. Gittuk, o yirmakte seğeri soyduk çikarduk yole. Ahmet emice geldi vurdi katere oyle gelduk aşağa. Saat 10’da buraya geleceğimize gece gelebilduk ancak aşağa. * senozderesi.com haber merkezi
Bu habere toplam 1 yorum yazılmıştır. Gulay
[ 29 Nisan 2010, 10:37 ]
Yine Güzel bir röportaj yapmışsınız, teşekkürler.Senoz Deresi tadında olmuş.Devamını bekliyoruz.Sizi izlemeye devam ediyoruz.
|
FOTOĞRAF GALERİLERİ |
|||||||||||||||||||||
Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009 Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber |