Son dakika haberi bulunmamaktadır.   Senoz Esnaf  
Senoz Deresi
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir

HABER ARA


Gelişmiş Ara

EN ÇOK OKUNANLAR

Öğretmenimizle 40 yıl sonra buluştuk

Mikâil Durmuş, neredeyse 40 yıl önce (1972-1975) Senoz'da, Ormancık Köyünde öğretmenlik yaptı.

Kategori  Kategori : Röportajlar
Yorumlar  Yorum Sayısı : 3
Okunma  Okunma : 3842
Tarih  Tarih : 05 Temmuz 2011, 02:08

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

O yıllarda biz de ilkokulda okuyorduk ve Mikâil Durmuş hocamızdan ders aldık. Aradan yıllar geçti ve senozderesi.com vasıtasıyla Mikâil Hocam bizi buldu. Şu anda İzmit'de oturuyor ve emekli olmasına rağmen öğretmenlik de yapıyor. Mikâil hocamızla 40 yıl sonra İzmit'de buluştuk 40 yıl önceki hatıralarını da dinledik.

*Hocam, hem sizi tanıyalım hem de "Cutinç"deki, Ormancık Köyündeki günlerinizi hatırlayalım isterseniz?

Ben Mikail Durmuş. Aslen Artvin, Şavşatlıyım. Şavşat'ın Çamlıca Köyündenim. Uzun yıllar öğretmenlik yaptım, şimdi emekliyim ama öğretmenliğe devam ediyorum. En önemli yıllarımı Rize Çayeli'nde görev yaparak geçirdim. Çayeli'nde unutulmayan yıllarımdan bir ikisi de Senoz'da, Ormancık Köyünde geçti.
Oraya gitmemiz başlı başına bir macera. Orada yaşadıklarımız da bir macera. Oraya gitmeme, o köyden olan emekli bir öğretmenle tanışmamız vesile oldu. (senozderesi.com'un notu: Bahsedilen kişi, Ormancık Köyünden merhum İlyas Hocadır...) Köye gitmek için İlyas Beyle minibüse bindik. Ona dedim ki, "Ben sizin köye öğretmen olarak geliyorum." O da, "İyi, hoş geldin" dedi ve minibüsten sonra epey yol yürüyerek (o tarihlerde, 1972'de, Ormancık'a araba yolu yoktu. Yol, 'alımyeri'ne kadar vardı, ondan sonra Uzundere'ye devam ederdi.) okulun kapısına kadar gittik. Ben bu şekilde okulu görmüş oldum. İlyas Hoca evine gitti, ben de hava kararmadan Çayeli'ne ulaşmak için koşar adım geriye döndüm.
Ben, öncesinde Çayeli'nde Küçükcaferpaşa'da öğretmenlik yapmıştım. Ormancık Köyüne 'asker öğretmen' olarak gönderildim. Ayrıca askerli yapmadım, oradaki görevim askerliğe sayıldı. O dönem böyle bir uygulama vardı. Kanun öyleydi.
O zaman Ormancık Köyüne araba yolu yoktu. Öyle koştum ki, ayakkabıda taman kalmamıştı. Alımyeri denilen yerde Uzundere'den gelen bir öğretmen arkadaşla karşılaştık. O dedi ki, "Hocam gel, kamyonla Kaptanpaşa'ya kadar gidelim." Hakikaten odun taşıyan bir kamyon geldi ve onunla Kaptanpaşa'ya kadar gittik. Oradan da bir minibüsle Çayeli'ne indik. Daha sonra İlyas hoca ile karşılaşmadım. Karşılaşsaydım, serzenişte bulunacaktım ama olmadı. Ormancık Köyünde iki yıl kaldım, üçüncü yılın sonunda tayinim çıktı. İyi intiba bıraktık o köyde. Hatta köyün muhtarı (Muhammed Sayın, 'Şah') benim biletimi aldı, "Ankara'ya git, tayinini durdur" dedi. Bir yıl daha o şekilde kaldım. Sonunda Arvin'e tayinim çıktı.

O günlerde yaşadığınız ilginç olaylar oldu mu? Köyde hayat nasıl geçiyordu?

Ben orada görev yaparken Abdulkadir Erdoğan [daha sonra Nazif Dilmen'e damat oldu] adında bir öğretmen arkadaşım daha oraya geldi. O, Ormancık köyüne benden sonra gelmişti. Ben Ormancık köyüne gittiğimde kalacak evimiz yoktu. Haçıkoğlu Bekir Amca vardı, onun evinin arkasında küçük bir ev vardı, orada kalmak istedik. Baştan izin vermediler ama ısrar ettik, başka da yer olmadığı için orada kalmaya başladık. Bizim hanım biraz bağırdı, "Bu köye hizmet vermeye geldik, bir ev vermiyorsunuz" diye konuşunca evi bize kiraladılar. Abdulkadir öğretmen bir odada yatıyordu, biz diğer odada. Gaz lambasıyla idare ettik. Elektrik yoktu o zaman. Sonradan biraz daha düzeldi işler. Yol yapıldı, ama ben yolun düzgün çalıştığı zamanlar orada değildim. Abdulkadir'i orada evlendirdik işte.
Oradayken bir muhtarlık seçimi oldu. Biraz ondan anlatayım... O zaman Hacı Hüseyin Çakır amcanın oğlu (Arekner'den) Sabri Çakır vardı, o aday olmuştu. Bir de zaten o zamana kadar muhtar olan Muhammed Sayın (Şah amca) aday oldu. Anlattığım hadise 1973'de yaşandı. Neyse seçimde oylar kullanıldı, listedeki herkes oy kullandı. Bir kişi vardı oy kullanmayan. Ama onun oy kullanmayacağı söylendi. Biz de saat tam dolmadan sandıkları açtık, oyları saymaya başladık. O esnada, önceden oy kullanmayacağını söyleyen (İlyas Hocanın mahallesinden birisi, ismini hatırlamıyorum) geldi, "Hoca, ben oy kullanacağım" dedi. Ben de "Sandıkları açtık, ben sana oy kullandıramam" dedim. Çünkü oy kullandırsak adaylar belki de kavga edecekti, bunu istemedik. Neticede oy kullandırmadık ama beni şikâyet ettiler. Oyları saydık, tam eşit oy çıktı. İki aday da 60'ar oy almıştı.
Seçim günü çok fazla kar yağmıştı. Biraz da onun için sandıkları erken açtık ki sayımı yapıp oyları Çayeli'ne erken götürelim. Yanlış tabii, ama yaptık işte.
Çayeli'ne indik. Oylar beraber çıkınca şikâyet konusu oldu. Seçim kurulundaki hakim dedi ki, "Ya adaylardan biri çekilsin ya da sen ceza alırsın." Ben de adaylara söylüyorum, ama hiç kimse adaylıktan çekilmiyor. Sabri'ye gidiyorum, "Yok, adaylıktan çekilmem" diyor. Şah amcaya gidiyorum, o da "Ben çekilmem" diyor. Neticede Sabri'nin babası beni çağırdı, "Sen sıkıntıya girme, nallet başına, biz vaz geçtik. Sabri çekiliyor" dedi. Sabri bir dilekçe verdi, muhtarlıktan çekiliyorum dedi ve böylece Muhammed Sayın yeniden muhtar oldu. Böyle bir hadisemiz de oldu.

*Köyde başka hatıralarınız var mı? Ailelerle irtibatınız nasıldı?

Ormancık köyünü şimdi bilmiyorum, ama o zaman çok iyi idi. Aileler her bayram birbirleriyle bayramlaşırdı. Bir bayramda Cutinç'e giderdik, diğer bayramda Arekner'e giderdik. O adet çok güzel bir adetti. Şimdi de devam ediyormuş, öğrendiğime göre.
Orada birkaç tane hacımız vardı, işte Sabri'nin babası... Hepsi çok iyi insanlardı. Bizi çok severlerdi, biz de onları severdik. Hep beraberdik.
Sizin mahallede büyük bir ağaç vardı. [Ormancık Köyü merkezinde, 'Ohoh'daki gürgen ağacından bahsediyor, şimdi yerinde yeller esiyor.] Onun altında hazine var derlerdi, her zaman yoldan geçerken onu konuşurduk. Oğacı seyrederdik. İnsanlarla aramız çok iyiydi. Biz memnunduk onlardan.
En yakınımızdaki Bekir (Haçkoğuli) amcalardı. Beraber yer, beraber içerdik. Fatma abla vardı (Nazif Sayın'ın annesi, rahmetli) o çorba bile pişirdiğinde bizi çağırırdı. Dükkânda dururdu, alış veriş yapardık.

*Yeni doğan bir çocuğunuz orada vefat etmiş galiba?

Evet, yol olmayınca... Bir de kış mevsimi... Orada bir çocuğumuz dünyaya geldi. Sarılık olmuş meğer. İçe vurmuş, biz anlayamadık. Bir haftalıktı ve vefat etti. Sonra onu orada, köyün girişindeki mezarlığın baş tarafına ('Timaç'da) götürdük, defnettik. Hatta yine adını unuttuğum bir amcamız, "Hocam, ben burayı yaparım, mezar kaybolmaz" dedi ama tabii aradan çok yıllar geçti. Biz de hiç gidemedik.
Hanım da bana bunun için ara sıra sitem eder. Hala aklında tutuyor, "Fılan amca çocuğun mezarını yaptıracaktı, yaptırdı mı, bir gidelim" der. Olmadı şimdiye kadar gidemedik...

*Hocam, her zaman bekleriz. Evimiz de, köyümüz de müsait. Kapıya kadar yol da gidiyor. Mümkün olan en kıza zamanda köyümüze sizi bekliyoruz...

Allah razı olsun. Teşekkür ederiz. Gönlümüz çok istiyor, çünkü orada bir parçamız var. Oranın ekmeğini yemişiz, suyunu içmişiz. Bir helallık almamız gerekir. Normalde gitmemiz gerekir, ama günümüzün şartları şu ana kadar elvermedi, imkân olmadı. Bundan sonra olur mu bakacağız.
Şunu da düşünüyoruz: Şimdi gitsek bizi kim tanır? Bizim tanıdıklarımızın çoğu vefat etmiş, gençler bizi tanımaz.

*Hocam, öğrencileriniz var. Sizi hatırlayanlar var. Biz varız, yaz tatillerinde orada oluyoruz. Mutlaka bekliyoruz...

Teşekkür ederiz, eğer o tarafa gittiğimizde müsait olursak uğramak isteriz. Ya da hanım zorlarsa ki, bu işleri bilirsiniz; içişleri zorlarsa bu iş olur... Bir iki yıldır Artivin'e de gidiyorum, annem var biraz hasta. Çayeli, Küküçükcafer Paşa'da benim ablam var, eniştem var. Oraya da gidiyoruz zaman zaman.
Senoz, Ormancık Köyü aklımızda. Bu vesile ile bütün öğrencilerime selam ve muhabbetlerimi sunuyorum. Size de teşekkür ediyorum.

*Hocam, asıl biz teşekkür ederiz. Köyümüze de beklediğimizi yeniden hatırlatırız.
(Görüşen: F.Çakır, Y.Çakır)
*
senozderesi.com haber merkezi





ORMANCIK KÖYÜ 1972 ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİLERİ




Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Bu habere toplam 3 yorum yazılmıştır.

osman okumuş [ 09 Ağustos 2011, 20:01 ]
hqcamı gorunce bıranda şaşırdım ve bır anım aklımageldı okulda dıraz tenbel oğrencıyıdım ama hqcam bır yarışma yapmıştı kelıme yarışması cok calışarak yarışmada 27 kelımem kesılmesıne rağmen ben kazandım ozamanın parası 8 lıra parayı aldımama hocamdan dayağıda yedım hocam dedıkı bundansonra derslerıne iyi caliş hocam sağlıklive mutluyaşa okursan yanına gelip goruşmek ısterım 0536 93050 30
canan erdoğan [ 23 Temmuz 2011, 22:08 ]
mikail amca babam abdulkadir erdoğan'ın da bize bahsettiği değerli bir öğretmenimiz.Eklenen resimlerde canım babacığımın resmide varmış çok duygulandık ailece..Ormancık köyü benim biricik annecim ve babacım ın tanışıp evlendikleri köy olduğu için de ayrıca yeri özel bende..buradan mikail amcaya babamın selamlarını ve köyümüze sevgilerimizi iletiyorum..
Eyüp TÜLİKOĞLU [ 17 Temmuz 2011, 00:40 ]
öncelıkle bu güzel haberı bizlerle paylaştığınız için sizlere teşekkur ederim.Gercekten güzel ve bir okadarda duyguzal bir haber..okurken hem guldum hem uzuldum hemde kızdım..
kızmamın nedenı ise malesef saygı değer hocamıza..ormancıkta bir evladı oluyor hastalık nedenıyle kaybedıyorlar mezarının yerınıde hatırlıyorlar az çok, çayeline kadar geliyorlar ama ormancığa çıkmıyorlar bunu yakıştıramadım saygıdeğer hocam..inşallah en yakın zamanda gidip hem cocuğunuzun mezarını bulup hemde eski gunlerınızı hatırlarsınız..

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Röportajlar

En Çok Okunan Haberler

Umut yarını değiştirme çabasıdır!07 Temmuz 2019
RadyoSenoz
 
İSTEK GÖNDER

FOTOĞRAF GALERİLERİ

Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009
Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber