Son dakika haberi bulunmamaktadır.

Senoz Esnaf

SENOZ'UN SESİ

• Anasayfa
• Biz kimiz?
• Haberler
• Röportajlar
• Senoz Turnuva
• Köylerimiz
• Çayeli
• Rize
• Sohbet Odası
• Gurbetçiler
• Rize Siteleri
• Senoz Rehber

HABER ARA

-- Tüm Kategoriler --HaberlerRöportajlarSenoz Turnuva- Turnuva 2011- Turnuva 2010- Turnuva 2009- Turnuva 2008- Turnuva 2007- Turnuva 2006Köylerimiz- Başköy- Buzlupınar- Çataldere- Çukurluhoca- Gürpınar- İncesu- Kaptanpaşa- Madenköy- Ormancık- Seslidere- Uzundere- Yenice- YeşiltepeÇayeliRizeKöşe Yazıları Gelişmiş Ara

Tatil bitti. Yeni bir öğretim yılına daha başlamak üzereyiz. Öncelikle 2009–2010 Eğitim-Öğretim yılının tüm öğrencilere, öğrenci velilerine ve tüm meslektaşlarıma hayırlı, uğurlu olmasını, kazasız, belasız, sağlık ve huzur içerisinde başarılarla dolu bir yıl olarak geçmesini Cenabı Haktan niyaz ediyorum.   

Öncelikle, çocuğumuzun ruhen, bedenen sağlıklı ve barılı olması için huzurlu bir aile ortamına ihtiyacı olduğu fikrinde mutabık kalmamız gerektiğine inanıyorum.

Organlarımız nasıl vücudumuzun birer parçasıysa, bu parçalardan her hangi birinin rahatsızlığı bütünün rahatsızlığı demekse, sağlıklı bir vücut için sağlıklı, bilinçli, dengeli beslenmek, her tür tehlikelerden korunmak gerekiyorsa; aile için de aynı durumlar düşünülmeli, aynı yöntem ve teknikler uygulanıyor olmalıdır. Karşılıklı sevgi ve saygının gerçek manada var olduğu çekirdek aile veya büyük ailede huzursuzluktan, mutsuzluktan, başarısızlıktan söz edilemez.

Bir ailede anne, baba, kardeşler, varsa büyük anne ve büyük babanın, çocukla ilgili tutum ve davranışları çok önemlidir. Aynı çatı altında yaşayan kişilerin tutum ve davranışlarının çocuklar için öncelikli ideal örnekler olduğu, kişilik ve karakter gelişiminde ön sırayı tutuğu asla unutulmamalıdır. Aileler eğitim durumlarına göre, bilgi ve becerinin dışında, davranış yönünden çocuğunda neyi görmek istiyorsa öncelikle kendileri o durumda olmak, istedikleri tutum ve davranışları noksansız ve istikrarlı bir şekilde sergilemek zorundadırlar.

Annelerin, Allah’ın kendilerine verdiği sevgi, şefkat duygularıyla yavrularının her türlü meselesiyle candan ilgilendikleri ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacakları şüphe götürmez bir gerçektir. Buna rağmen görev ve sorumlulukları sona ermiş değildir. Çocuğunun her yaş dönemine uygun bilimsel tutum ve davranış sergilemek zorunda odluğunu bilmeli ve kendini geliştirmelidir. 0- 3 yaş arasında mecbur kalmadıkça kesinlikle bir işte çalışmamalıdır. Çalışıyor ise, hafta sonu, bayram tatili vs. zamanlarda bu açığını kapatmaya çalışmalıdır. Çocuğuyla laubali kesinlikle olmamalı, samimi, candan, arkadaş gibi olmalı. Olur, olmaz her şeyine karışmamalı, arada kuşak farkı olduğunu ve zamanı unutmamalı. Ağız dalaşına girecek pozisyona kesinlikle düşmemeli. Sabırlı, hoşgörülü olmalıdır. Mutlak yapılması gerekeni de yeri ve zamanında, kazaya bırakmadan yapmalıdır. Yavrusuna saygı duymalı, her zaman yanında olduğunu fark ettirmeli, uygun tutum ve davranışlarını desteklemeli, ona cesaret vermelidir. Bütün bu yaptıklarının bu geçici, oyun ve oyalanmadan ibaret olan fani dünya için olduğunu bilmelidir. Ölümden sonraki hayat seyrinin sonunda cennet ve cehennem nimetlerinden biriyle sonsuza kadar yaşayacağını, istenilen cennet biletinin de bu dünyada alındığını, bunun için en az, dünyaya verilen kıymet ve uğraş kadar öbür dünya içinde verilmesi gerektiğini, örnek davranışlarıyla sergilemek zorundadır. Daha açıkçası: İman eden ve imanını yaşadığı hayata aksettiren hakiki Müslümanlardan olmanın azim ve gayreti içinde olmalıdır.

Bir annenin üzerinde, çocuğu ile ilgili olarak faz olan görevler baba için de aynen geçerlidir. Güçlü, koruyucu, ailenin her türlü ihtiyacını gidermekle sorumlu olan baba, otoriter olmalıdır. Bir babanın bilimsel olarak nasıl bir tutum ve davranış içinde olması gerektiği konusunda kendisini tartmasını bilmeli; varsa eksikleri, gidermenin azim ve kararlılığı içinde olmalıdır. Hiçbir insanın anasından katil, putperest, yalancı, hırsız, namussuz, daha bilmem ne kötülüğü bünyesinde barındırarak doğmadığını bilmeli, bütün bunların aile, çevre, yazılı ve görsel medya sayesinde sonradan oluşarak kişinin karakter yapısını oluşturduğunu bilmeli ve ona göre hareket etmelidir.

Torunlarını çok seven dedeler ve büyük anneler de dengeyi iyi muhafaza etmeli, görevlerini eksiksiz yerine getiren anne ve babalara yani kendi çocuklarına veya damat veya gelinlerinin müştereken uyguladıkları eğitim planlarına gereksiz müdahalelerden kaçınmalıdırlar. Çocukların öğütten çok, örneğe ihtiyaçları olduğunu asla ve asla unutmamalıdırlar.

Sözlerime Hazreti Ali’nin (r.a.) çok güze bir sözüyle son verirken tekrar 2009–2010 öğretim ve eğitim yılının tüm ulusumuza, özellilikle sevgili öğrencilerime hayırlara vesile olmasını diliyor, selam ve saygılarımı arz ederek şimdiden bayramınızı tebrik ediyorum.

‘’Yedi yaşına kadar olan çocuğunuzla oynayınız, on beş yaşına kadar arkadaşlık ediniz, on beş yaşından sonra istişare ediniz.’’ Hz.Ali (R.A.)